Bilgi işlem denilince kiminin aklına bir bilgisayar, kiminin aklına server odaları , kiminin aklına depodaki ambarcı, kiminin aklına muhasebeci, kiminin aklına bir TV tamircisinin geldiği bir ortamda yetişmiş insanlarız biz.
Bizim mantığımızda gördüğümüz, elle tutulabilen şey değerlidir. Görünmeyen değer kaybetmeye mahkumdur. Hangi bilgi işlem çalışanına sorsanız muhakkak bir yarası vardır bu konuda. Ancak şöyle de bir durum var, hiç bir şey bilmeyen de bilgi işlemciyim diyebiliyor bilende. Ben şahsen 8 yıl önce Türkiye’nin en büyük 3 bilişim firmasından birine mülakata gitmiştim ben çok şey biliyorum diyerek, şuan 8 yıl geçti , 8 yıldır okuyor kendimi geliştiriyorum ama o anki o özgüven, biliyorum terimi şuan yok. Ne kadar çok gelişirsem o kadar çok bilmiyorum, daha bilmediğim çok şey var diyebiliyorum.
Bazıları için örnek olsun diyerek şu bilgi işlemde neler var bi ufak ufak aklıma geldiği şekilde ayıralım.
Donanım – PC ve çevre birimleri tamiri işi
Helpdesk – Donanım ve son kullanıcı desteği veren diyebiliriz yani office programları desteği windows kullanım desteği vb.
Network – Ağ işleri, modem, switch, router, access pointler, voip vb. işleri
Sistem – Sunucular ki bunlarda aslında DC (Domain Controller) , Mail , File Server gibi gibi dağılıyor
Güvenlik – Firewall vb.
Yazılım – Masa üstü yazılım, web yazılım, mobil yazılım,database admin gibi bir çok dallara ayrılmaktadır.
Yukarıdakilerin hepsini şuan aklıma gelenleri yazdım, büyük ölçekli işletmelerde bunlar daha da dallanıp budaklanmaktadır. Şuan sadece yukarıda 10 farklı personelden söz ettik. Bunları üzerine çoğu yerde santral, dijital pazarlama & medya, güvenlik kameraları gibi işlerde bilgi işlemciler tarafından yapılabilmektedir. Bu da size 12 farklı iş demektir. Yani şöyle düşünün bir aracınız var ve bunun camcısı, motorcusu, elektrikçisi, egsozcusu, boyacısı, kaportacısı, frencisi, rot balanscısı, döşemecisi ayrı oluyor da neden bilgi işleme gelince hepsi bir oluyor?
İşte en büyük sorunumuz bu bizim. Tüm arabanızın işlerini sadece 1 kişinin yaptığını düşünsenize. Bu ne olur biliyor musunuz? Bir insan hepsinde birden uzman olamaz (çok sevdiğim bir hocamın lafı). Hepsi orta kalite ya da çok düşük kalite iş olur. Sözüm meclisten dışarı öyle insanlar da var. Abi ne iş olsa yaparım diyen bizim all in one dediğimiz bilişimciler. Bir de tutup 3-5 kr a çalışınca sonra anlat anlatabilirsen.
Peki arabacıyla bilgi işlemciyi kıyasladık. Şöyle de birşey ekleyelim. Bir arabanın boyama şekli değişir mi? Ya da kaporta düzeltme şekli? Hadi değişti ne kadar değişebilir ?
Ama bilişim de her gün yeni cihaz, yeni ürün, yeni windows, office, kodlama dili, google algoritmaları vb. vb. Her gün yeni birşeyler ? Her gün okumalı, takip etmeli. Bir de en ufak şeyi bile bilemediğiniz zaman “aaaa küçücük şeyi bile bilmiyor” olur. Bu adam milyon küçük şeyin hangisine baksın ! Peki hangisini ? Okumayan, kendini geliştirmeyen bilişimci ölü bilişimcidir.
Bir diğer inandığım konu bilişimci batırır da , çıkarır da. Patron / yönetici bir çalışma istiyor. Bu çalışmanın kalitesi, ürünü, verimi tamamiyle bilişimcinin elinde. Çok paraya işe yaramaz cihaz / uygulama alarak çöpe de atabilir, çok verimli bir şeyi ucuza alarak çağ da atlatabilir. Ama bunu 3 kr. luk adamdan çok beklememek lazım tabiki. Örnek olarak bu yazıyı yazmama sebep olan aşağıdaki ilanı veriyorum. Eskişehir’de bir bilgi işlem elemanı ilanı.
Resmen sekreter arıyor insanlar. Yazık ! Mesleğe, emeğe yazık…